mutsuz muyum yoksa içim kavruluyor mu bilmiyorum ama çok güçlü bir his yaşadığımı biliyorum. biraz başlara gideyim. bol bol konuşuyorduk onunla başlarda. inanılmaz iyi bir sohbetimiz vardı, kendimize ait bir mizah anlayışımız bile vardı. sonralarda bir şeyler bozulmaya başladı. aslında başladığı saniyeden itibaren sonunun ne olacağını biliyordum ama yine de beynimde dolaşan düşünceler beni daha çok bağlıyordu ona. texas'da yaşıyordu inanılmaz iyi bir ailesi vardı. aslında klasik latin kökenli bir amerikan ailesine sahipti. kardeşini beyzbol oyuncusuydu, annesinin bir güzellik salonu vardı ve aynı zamanda yoga-zumba takıntısı vardı. çok istemiştim o aileye girmeyi çünkü bana çok güzel geliyordu. kafamda oraya gittiğim hayaller geziyordu, ailesiyle birlikte olduğumuz anlar canlanıyordu. en ince detaylarıyla hemde. sonra aradan iki hafta geçtikten sonra telefonla konuşmalarımız kesildi. yazışmalarımız da. sürekli ortalıktan yok oluyordu ve engelleyip geri dönüyordu. ben kafamda tamamen bitirmiştim tabii ki! -o sıralar zaten Oidipus hayatıma girmişti diyebiliriz- ama çok üzülmüştüm. gerçekten ilk kez bir şeylerin rayında gittiğini hissetmiştim. o istanbul'a gelmeyi çok istiyordu ben de onun yanına gitmeyi. ama en sonunda tamamen engellendim.
![](https://blogger.googleusercontent.com/img/b/R29vZ2xl/AVvXsEh7nZrwjs0lj8gct0bKEXIQKInXOAIZBIZ3LXmzOfWgwAC04ezAOt0b4YVr5T-E-H-EIK-cHd0QjkqvWYfIkaCjR6_f0X8FZBEL4aVl9jJOd6CHBLxb6WeKyHA2tDg3F1usL-FRkps_MDg/s320/e5950829f731db255eb791959485e91b.jpg)
mutluluk dileyemiyorum. dilim varmıyor. buna isteyen bencillik desin ama ne kadar az konuşmuş olursak olalım ben ona karşı çok yoğun şeyler hissetmiştim. o da hissetmişti -belki de çok iyi bir yalancıydı- Chocolate dün farketti ki aslında ilişkileri iki bin on sekiz yılına kadar uzanıyormuş. muhtemelen araları bir süre kötüydü ve o sıralarda bana yazdı. ben onu ve beni istemeyen herkesi çok da güzel pişman edeceğim gelecekte, biliyorum.
ben hiç bir şey yaşayamayacağım. istemeye istemeye bunu kabul etmeye başladım. yapayalnız göçüp gideceğim hiç sevilmeden. insanlardan farklı olarak şunu biliyorum ama ben sevilmeye layık birisiyim. ama seven kimse yok işte. umarım kaderim bu yazdıklarımı yanlış çıkartır ve çok da güzel severim gelecekte ama bu ülkede kaldığım sürece yaşayacağım hiç bir şey olmayacak. amerika'ya gittiğim gün başlayacak benim kaderim bunu çok iyi biliyorum. türkiye'de eşcinsel olarak aşkı bulmak çok güç bir şey. o siteler falan hepsi çöp! bomboş insanlarla dolu herkes duygularını bir kenara bırakmış, sadece bacaklarının arasına çalışıyor akılları. böyle bir şey yapamam ben aşık olmak için doğmuşum, sevmek için yaşıyorum.
içim hala oldukça buruk. kırgınım. kabullenemiyorum da biraz. çünkü beni engellemiş olsa bile ailesinin hesaplarına arada sırada bakıyordum. meğer içimde gizli saklı 'keşke yazsa' diye bir çığlık yatıyormuş ama benim bundan haberim yokmuş. yine kaybettim. bilmem kaçıncı kez ve son da olmayacak. ama bana en çok yara veren şey olduğu kesin. bütün hayallerimi yine gömdüm kalbimin içine. artık dayanacak sabredecek güç bulmakta o kadar çok zorlanıyorum ki anlatmama imkan yok! yine kandırıldın işte! aptal! yine kandın! yine sen kaybettin! diye içim içimi yiyor...
ben çok bunaldım. hayatta belki de bir ilişkisi olsun diye en çok çabalayan insanım ama bir kez bile aşk gelip kapımı çalmadı henüz. çok yazık. en güzel yaşlarım geçiyor ama yalnız! bir süre bu olay yüzünden depresyondan çıkamam sanırım... yapacak bir şey yok... bu 'nişanlanma' olayına alışsam da iyi olur çünkü benim hayatım böyle gitmeye devam ederse ben bu hissi daha çooook yaşarım gibime geliyor.
berry x