2 Şubat 2020 Pazar

üniversite hayatına giriş felsefesi

okullar başlayalı ne kadar zaman oldu artık saymayı bıraktım. ama mutluyum. fazla yoğun olması ve evime oldukça uzak bir mesafede olması dışında hiç bir sorun yaşamıyorum. ve istanbul trafiği dışında tabii!

ben okul günlüklerini yazmak istediğimi söylemişim aralık ayında madem öyle başlayayım dedim hazır yapacak bir şey bulamamışken. okulun ilk günleri inanılmaz klasik geçti aslında kimse birbirini tanımıyor, ne yapacağını bilmiyor çok da yeni bir ortam sonuçta. ben ise okulun başlamasından bir hafta önce başlamıştım hayeller kurmaya. güya okulda sevgili bulacakmışım. bak bak bak! hayallere bak! neyse ilk iki gün sadece okulu keşfetmekle geçti. nerede ne var burası ne sınıfı vesaire zaten sürekli koşturmacayla geçiyor o günler.

sonrasında bir gün okula giderken yoldan biri gelip ''aa sen bizim sınıftansın'' dedi ve bir yolculuk başladı aslında. başlarda bunun aşka dönebileceğini hatta onun benden hoşlanıyor olabileceğini bile düşünmüştüm. yakışıklı biriydi, fiziği düzgündü yani işte bir insana ilk baktığınızda içinizi hoş edecek çoğu şeye sahipti. ama tabii ki başlarda erken konuşmamak gerekiyormuş! hani derler ya insanı tanıdıkça bir şeyler değişir diye. -ondan 'kara' diye bahsedeceğim- neyse işte kara başlarda güzel ilgiliydik falan filan hani yakışıklı çocuk sonuçta hala tam olarak bir şeyleri bitirmiş değilim ama en azından %100 heteroseksüel olduğuna kendimi inandırdım ve yoluma baktım.

sürekli kara'yla takılıyorduk bütün gün özellikle okulun son günü uzun bir boşluğumuz oluyordu gidiyorduk yemek yiyorduk, sinemaya gidiyorduk falan. hatta bowlingde bunu yenmiştim söylemesi ayıp... neyse sonra eküriye tabii ki başkaları da eklendi ve benim kopmam kolay oldu. gerçekten eğlenceli çocuklar özellikle 'asyalı' olarak bahsedeceğim arkadaş. gerçekten okula katlanabiliyorsam bir şekilde onun sayesinde diyebilirim. en olmadık durumlarda bile şakalar yapıp eğlenecek bir yol buluyoruz kendimize.

kara'da beni rahatsız eden özellik ise şu oldu dönem boyunca; hiçbir şeyden doğru düzgün memnun olmaması ve dersle ilgili ne olursa olsun okulun suçlanması. tamam dünyanın en iyi okulunda okumuyoruz ama bence okulun hiç bir problemi yok gayet düzgün ilerliyor her şey. ben çalışıyorum ve sınavlarımı gayet iyi veriyorum onun için hiç problem yaşamıyorum. bu arada gerçekten öyle derslerim beklediğimden inanılmaz ilerliyor. tabii ki bana verilen klasik not alma, dersi dinleme taktiklerini her zaman uyguluyorum ama not alma işini biraz ilerlettim ve artık hocanın ağzından çıkan her kelimeyi yazan bir halde buldum kendimi.

bu dönem çok hızlı ve sanki sürekli sınav olarak geçti. sosyal hayatımın dönem boyunca öldüğünü çok büyük bir rahatlıkla söyleyebilirim. sınav dönemleri bırakın çıkıp gezmeyi yemek yerken bile suçlu hissediyorsunuz! okulumda da mazeret sınavı yahut bütünleme yok yani bir dersten kalırsanız kalmak zorundasınız kurtarma şansınız yok.

hep dert yandım biraz da güzel şeylerden bahsedelim. sınıfta elbette hoşlandığım kimseler oldu. ama böyle lisede olduğu gibi 'ya benimsin ya da kara toprağın' değil. daha böyle amaaan olsa ne olmasa ne modunda şeyler hissediyorum. karşıma gelirse bakıyorum -allah bana göz vermiş tabii ki bakacağım- ama özellikle 'sırık' diye bahsedeceğim kişi dönemin başından beri tarzını değiştirdi ve bu son tarzı beni bitirdi doğrusu. baştan aşağı siyah giyiyor bir de palto alıyor yanına... görmeye değer bir görüntü çıkıyor karşımıza. ama tabii ki berry hiç bir zaman gidip de doğru düzgün oturaklı birine aşık olmaz nerede it kopuk varsa ona düşer. bu da öyle her gördüğümde elini tuttuğu kızlar değişiyor bilmiyorum...

bir de 'belalı' var. belalı değil yanlış anlaşılmasın lakabını o seçtim. sebebi ise çoğu zamanlarda okula gelmemesi ve yaşından büyük işler yapmasından kaynaklanıyor. barmenlik yapıyormuş sanırım ve tanıştığımız ilk gün ulu orta seks anılarını anlatmıştı oradan anladığım kadar anladım vallahi! ah ne olacak benim şu kötü çocukları evcilleştirme isteğim... genelde vardır ama bu insanlarda kimse doğru düzgün insanları sevmiyor hepimiz bir uğraş verme çabasındayız ya da ulaşılmazlıkları bizi onlara bağlıyor. mesela ben belalı'yla sevgili olmayı isterdim. birinci sebebi gayet güzel bir çocuk olması, ikinci sebebi ise eğlenceli bir kişiliğinin olması. sınıfta biraz dışlandığını seziyorum kimi zamanlarda. bu arada sırık ve belalı aynı gruba mensuplar yani genelde ikisini birlikte görme fırsatım oluyor bu da benim için artı bir sebep...

okulda gözlerim olabildiğince çok bayram etmeye çalışıyor ama şöyle gönül rahatlığıyla peşinden koşabileceğim bir beyefendi çıkmadı karşıma doğrusu... onların hepsi diğer kampüsteler. neyse yapacak bir şey yok elimizdekilerle idare etmeye bakacağız...

olaylara derslerden bakacak olursak ben başlangıçta oldukça çok korkuyordum açıkçası. doğru düzgün ders işlenmeyen bir liseden mezun olduğum için ders çalışmak nedir ve nasıl yapılır soruları ile ilgili hiç bir bilgim yoktu. ama gerçekten kendimi verdim ve elimden gelenden fazlasıyla kasıp ders çalıştım. bütün sınavlarım çok iyi geçti. sınıfta olan bir ablayla sınıf birinciliği için yarışıyoruz şu anda hatta.

üniversite hayal ettiğin gibi bir şey miydi derseniz buna kesinlikle evet derdim. on iki senelik eğitim hayatından bildiğinizi unutun diyorum. daha özgür ve özgün bir ortam sizleri bekliyor. başlarda alışmam zor olmuştu çünkü derse geç girmek, derslerden erkenden çıkabilmek falan lisede benim için ölüm gibi bir şeyken şu an oldukça sıradan şeyler oldular. ama belirtmeliyim ki üniversitede derslerdeki tüm sorumluluk sizde yani hocalar bir yere kadar size bilgileri veriyor kalan araştırmayı sizin yapmanızı bekliyorlar konu bitsin ya da bitmesin. lisede alışmışız bir ünitede iki hafta geçirmeye bu da tuhaf gelmişti. ve çok daha yoğun olduğunu da belirteyim yani üniversite sınavı geçince her şey bitiyor tezini kim ortaya attıysa büyük bir yalan olduğunu söylemeliyim. neyse okul günlüklerini olabildiğince yazmaya çalışacağım. bahar dönemi çok yakında başlıyor bana şans dileyin!

bu arada dün gece bir bloga daha başladım. bol bol erkek gıybeti yapacağımız bir blog görmek için tıklayınız.

berry x


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder