22 Şubat 2017 Çarşamba

şey, pek sana uygun değilim

uzun zaman sonra ilk defa bir flörtleşeyim dedim. Siyah'dan sonraki umutsuzluğumu bir kenara bırakıp bir chat sitesine girdim yine. başlarda aşk aradığımı söylediğimden hiç mesaj gelmedi daha sonrasında bir mesaj geldi ''pist'' diye. hemen cevapladım falan bir konuşmaya başladık Reçel ile. bayağı bir sohbetleştik.

whatsapp a geçtik geçtiğimizde gerçek yüzünü gördüm zaten amacı seks olan seksden sonra bırakan bir tip olduğu belli benden fotolar istiyo sonra seks konusuyo. ben olgun biriyim yani seksi her alanda konuşmayacak kadar olgunum ve seksi belli ortamlarda konuşurum ama sürekli konuşşurum. benle sürekli konuşmak istiyordu.

dayanamadım ertesi gün bitirdim. sana uygujn değilim, istediğim gibi gitmiyor diye.  kısa ama mutsuz bir hikayemdir. hatırlamak da istemiyorum.

-berry x

🌃   || twitter: @berrygunluk || PR & İletişim: berrygunluk@gmail.com ||

13 Şubat 2017 Pazartesi

SEVGİLİLER GÜNÜ

sevgilisi olanların, yeni sevgili yapanların, ''biz tek gecelik takılıyoruz yeea'' diyenlerin, sevgilisiyle ikide bir bir yerde kavga edenlerin, instagramda sevgilisiyle hesaplarını birleştirenlerin, benim yanıma bile sevgilisiyle gelen herkesin 14 şubat'ta saçı kopsun...

hadi tamam şimdi hepiniz alıcaksınız çiçekler, ayılar... biz evde anca oturalım yalaksınız hepiniz YALAK!

tamam kıskandım.. gidin sessiz sedasız nerde sevişiyosanız sevişin ben kendime yeterim canım kendim.

-berry x

🌃   || twitter: @berrygunluk || PR & İletişim: berrygunluk@gmail.com ||

12 Şubat 2017 Pazar

hayalimde ki kocamın elli tonu

kabul. kendime içimde resmen bir koca yarattım sadece onun gelmesini bekliyorum gibi bir şey. şimdi Kırmızı bu kritere uyuyordu. kara kaş, kara göz, duruş her şey yerli yerindeydi. deli gibi bir buçuk yıllık sürünüşün ardından İso geldi. iso'da kara kaş, kara göz, duruş, endam okey her şeye uyuyor. sonra Güneş geldi tüm düzeni alt üst etti. sarışın, yeşil gözlü, okey vücudu falan var. ama bünyem onun dağıtışından sonra anladı ki hayallerin dışına çıkınca hayat ağzına sıçıyor, yine eski düşüncelere geldi Siyah. kara kaş, kara göz var onda da maşallah bir görseniz.

kendime bir koca kriteri yarattığımda çok gençtim aslında. yanlışlıkla grinin elli tonu'nu almıştım. güzel fantastik bir kitaptır diye arkasını bile okumadan almıştım. evet fantastik çıktı beni çok etkiledi. uzun bir süre sadist gibi beni kırbaçlayacak birini aradım. arayışlarım devam ederken karanlığın elli tonu ve özgürlüğün elli tonu kitaplarım da bitti. okulda okuyordum ve işte ergenler seks sahnelerini okuyup gülerlerken ben çoktan anastasia ve christian aşkına inanmıştım ve kafamda aynı christian gibi olan birini yaratmıştım. hele bir de grinin elli tonu'nun filmini izleyince tamamen dedim ki ben böyle bir adamla evleneceğim...

onun gibi sert evet aslında cinsellikte sert davranabilirdi itaatkar ruhum bunu kabul edebilir ama bana gerçekte gelip onları yaparsa ağzına ederim açıkçası. fedakar olacak, güzel bakacak, bir gülüşürle içimi yakacak.

tabii bunların suyunu çıkaranlar da oldu. bir gey arkadaşlık platformu var. orada birine delilik edip anlattım fantazilerimi dedim takım elbise seviyorum, bdsm seviyorum falan diye sonra dedi yaparız ama sen de jartiyer tanga falan giyeceksin dedi hemen çocuğu başımdan sağdım. amacım seks değil dememe rağmen bana bu teklifleri eden utansın...

bu arada fotoğrafta ki kocam.. bulan olursa haber versin.. aradığım kriterlere uyduğunu fark ettiğimde 2013 yılıydı.. o günden beri beraberiz lütfen bulun..

**extra: karanlığın elli tonu'nu izledim.. öldüm o sahneler o aşk o fantaziler neydi? sinemadan çıkıp kırmızı odaya atıcaktım kendimi lütfen bir daha gidicem hemde bilin kimle... hayır yanlış bildiniz kocam değil.. Siyah ile!! seks sahnelerinde masum numaraları yapıcam galiba..

-berry x

🌃   || twitter: @berrygunluk || PR & İletişim: berrygunluk@gmail.com ||

8 Şubat 2017 Çarşamba

bir not: içkiyi ağzınla iç!

geçenlerde, sezen aksu yeni albümünü yayınladı ve hemen deli gibi dinledim tüm albümü. o kadar güzel, o kadar beni anlatan, anımsatan sözler vardı ki içinde albümü ne zaman dinledim de ne zaman bitti anlamadım. kuzenime de hemen dinlemesini önerdim tabii ki. o da bana yarın rakı masası kuralım hem içelim hem de dinleriz dedi ve ben ona albümden beğendiğim bir kaç şarkıyı dinlettim oracıkta. sonradan planlarımızı yaptık ve yattık.

sabah hemen kuzenimi aradım artık gel diye ve birden işte yok ben içemem, yok sen iç ben senin yanında dururum felsefesine bağladı. on sekiz yaşını doldurmuş ve üniversite öğrencisi bir bireysin ama hala bir kadeh rakıyı zor içiriyorum beyefendiye! sonradan işte ben anneme madem sen içmeyeceksin şarap aldırıyorum dedim. o da teyzeme söyle bana vişne suyu alsın onunla sana eşlik ederim diye bir espiri yaptı ama ben tabii ki aslışveriş listesine vişne suyu da yazmıştım..

sonradan geldi işte bir film açtık oturduk izliyoruz bir yandan da ben içiyorum o da vişne suyuyla karıştırıp içiyor. sebebi ise şarabın kendi tadını sevmemesiymiş oysaki roze şarapların tadı tatlı biliyorsunuz ki. herneyse şaraplarımız bitti bizde bir şey yok. ben hemen ''eveet sezen aksu dinleme zamanı da geldi.'' dediğimde aklımda sinsice bir plan da vardı... rakı almak. ona söylediğimde hemen okey verdi çünkü sezen öyle boş boş dinlenmez içeceksin ki bir işe yarasın. ama başıma da ne geldiyse sezen aksu dinlemeye başladıktan sonra geldi. Güneş'in bana yaptıklarını hatırlayıp içten atara geliyorum ve hoop fondip yapıyorum. üç kadeh içtim ve saat çok geç olmaya başladı tabii ki ben ayakta dahi duramıyorum kuzenim de duramıyo birbirimizin koluna giriyoruz ama hani ikimiz de bir o duvara bir bu duvara çarpa çarpa yürüyoruz. sonradan mutfağa gittik annem halimize bir baktı güldük eğlendik her şey güzel ve kuzenim gitti. ben de onun kalan son kadehini de içip yatağıma geçtim uyumak için.

normalde böyle deli gibi içtiğimde hep midem bulanırdı ve gider kusardım ama şanslıydım bu sefer öyle olmadı yatağa yattığım an hayvan gibi sızdım. ama ne sızmak... sabah hatırlıyorum bu olanları. yaqtağa kusmuşum. hem de iki kez. evet bu detayı hatırlıyorum ama kalkıp tuvalete gitmeyi düşünürken uyuya kalıyordum ve bir defa daha kusmuşum annem odama girdiğimde yatağım kusmuk içindeymiş ve ben orada yatmaya devam ediyormuşum. beni iki kişi tutup kaldırmaya çalışıyolarmış ama ben asla kalkmayıp direniyormuşum bırakın bu yatakta yatacağım ben! diye. beni tutup çekiyorlardı en son ben de ''BIRAKKK!!!'' diye bağırıyodum ama istemsiz ve ev inliyor. yere yatak hazırladı annem o yatağın berbatlığını görünce. annem de yatağı sileceğim iki saniye burada dur demis ve ben hoop yere düşmüşüm ve uyumuşum beni kaldırmışlar üstümü başımı değiştirmişler ve yatırmışlar. sabah böyle değişik bir hise uyandım neden burada yatıyorum diye arada flashbacklerle hatırladım. yatakta da bir hafta iğrenmekten yatamadım yıkamamıza rağmen..

neyse ben yine çok konuştum ama güzel haberler de getirdim. geçen sene gittiğimiz yere tekrar gidiyoruz bu sene erkenden rezervasyon yaptırdık ama şimdi de kuzenimle ya tatile gidene kadar ölürsek diye tripleniyoruz hayata karşı. kısacası sezen dinleyene kadar hiç bir şey yoktu beni rakı değil... sezen sarhoş etti o gün. ama bir not da aldım insan gibi iç diye bnir daha buna benzer bir şey yaşamak istemiyorum.. gerçi kuzenimle tatilde hayvanlarca kahvaltıdan sonra içmeye başlayıp, sabahlara kadar sürmesini planlıyoruz... off çabuk gelsin şu yaz da hmeern gideyim. yaz aylarına yakın size o tatil anılarını anlatacağım... anlatmadığımın farkındayım ama olsundu... anlatacağımdı..

-berry x

🌃   || twitter: @berrygunluk || PR & İletişim: berrygunluk@gmail.com ||

5 Şubat 2017 Pazar

hayatında başka biri varmış

aslında bu olayı çok daha erken anlatmam gerekirdi ama bloga bir düzen getirdiğim için yazayım dedim. Siyah ile tanıştım bir kaç ay önce her şey normal konuşuyorduk. böyle ben ona hadi artık bana çıkma teklifi et diye bakıyordum. ondan hoşlanıyordum böyle tatlı ponçik ve 'yaralı' ruhu vardı dedim ben bunu iyileştireceğim.

tanıştık falan ilk aylardan ben flört kısmına geçmiştim bile hani her yazdığına gülüyordum ama o bir öküz olduğu için hiç gülmezdi ki bunu söylemişti de. ben öküzüm bana odun diyolar diye. nedeni babası da öyleymiş, kimse onunla arkadaşlık etmek istemiyormuş falan. ama ben de bir psikolog edasıyla ona bunun bir problem olmadığını anlattım ama bir zaman sonra anladım ki aslında bu bir problemmiş... yani ben yazmadan yazmaz oldu sonra ben de bıraktım yazmayı aylar sonra beni aramış bir kaç kez açamadım sinemadaydım. yazdım buna ''yaa önemli bir şey mi vardı?'' diye. ''yoo öylesine aramıştım.'' dedi.

bir defa daha aradı bu sefer de babamlaydım açamadım ama artık canıma tak etti içimden bir ses onu aramamı söylüyordu. bir ses ise aramamam. kendi içimde kuralar çekerken birden bire ondan mesaj geldi. ''merhaba'' bayağı heyecanlandım kalbim güm güm atıyor böyle deli gibi. salağım ben! sanki çocuk çıkma teklifi etti! sonra ben de ''merhaba'' dedim. ve o meşhur cümleyi kurdu. ''müsait misin?'' evet falan dedikten sonra bir görüldü bıraktı ama çevrimiçi. ben diyorum ki kesin kesin arkadaşlarına artık çıkma teklifi zamanı geldi mi diye soruyor ve edecek derken bir mesaj daha geldi. 'hayatında biri oldu mu?' ben öldüm bu sefer dedim KESİN teklif geliyor çünkü bunu bir insana neden sorasın? bir kaç dakika yine çevrimiçi ama bana görüldü şeklinde takıldı. ardından bir mesaj geldi. 'bak senin gibi çok iyi bir arkadaşım var istersen sizi tanıştırayım. olmazsa sadece arkadaş kalırsınız?' dedi derin bir OFF çektim böyle bir mod düşüklüğü ne bileyim tuhaf bir his. hoşlanmaya başladığınız kişi size birini yapmaya çalışıyo. yapmaya çalıştığı kişiyle de konuştum olmadı. o da pasif çıktı konusmayı bitirdik.

ERTESİ GÜN berry yine durmadı. bana durmak hiç yakışır mı? ben bu sefer kesin açıklayacaktım. içim içimi yiyordu böyle yazdım. sildim. yazdım. sildim. en son pes etmedim ve o yolla butonuna bastım. ama ölüyorum şimdi kesin reddedecek mal gibi kalacağım ortalıkta diye triplere giriyorum. ardından geçen bir on dakikalık süreçte kendimi yedim. neden yaptın sen salak mısın berry diye kendimi dövüyorum ve telefona bakamıyorum. bir cesaret baktım ve mesaj var. bir allahu ekber çekip girdim. ardından girdim.

''üzgünüm berry. ben gönlümü birine kaptırdım onla konuşuyoruz.'' ben de ''okey'' demekle yetindim ve beni yıkamadın hala ayaktayım der gibi bir kaç emoji koydum. sonradan bir mesaj daha geldi; ''seni kırdım mı?'' evet kırdın ama bu kırdığın kalp de can diye atarlara gelmedim kendimi yine güçlü göstermek için. ''hayır'' dedim. ''emin misin?'' dedi. ''evet.'' dedim. şuan hala konuşuyoruz. karanlığın elli tonu çıktığında beraber gitmeye karar verdik ve bir oyunuma onu da davet edeceğim şuan Siyah bir numaralı damat adayı benim için. ses kayıtları atıyor bana böyle tatlış tatlış ölüyorum böyle. şuan şakalaşmalarımız ve 'arkadaş' günlerimizle dolu geçiyor.

geleceğimde bir yüzük görünür umarım.

-berry x

🌃   || twitter: @berrygunluk || PR & İletişim: berrygunluk@gmail.com ||

4 Şubat 2017 Cumartesi

hani benim sevdiklerim? hani gönül verdiklerim?

bugün ıssız adam'ı bilmem kaçıncı kez tekrar izledim ve ilk günkü gibi duygu karmaşasıyla döndüm. ne zaman bu filmi izlesem o son sahne geldiği anda, o sarıldıkları an gidiyor bende! gözlerden yaşlar falan. ya da Ada'nın Alper'in odasına gittiği sahne o ağladı ben ağladım. o sarıldıkları sahne var ya! kuzenlerimle izledik bugün o sahnede herkes tavana bakıyo herkes depresyon herkes ağlıyor. herkes ANLAMAZDIN ANLAMAZDIN! melodisiyle gözlerini siliyor. filmde adeta eski şarkılarla aşk yaşıyorum sözleri dinlerken bir ağlama daha geliyor.

aklıma yaşadıklarım geliyo veya yaşayacaklarım demeliyim sanırım.

kırmızı, iso, güneş... hepsi hayatımda farklı yerler tuttu. hepsine birbirinden biraz daha değer verdiğimi fark ettim. ama aralarından en çok kimi sevdim? ya da gerçekten aşık oldum ki olmasam 'vazgeçtim' dememin üstünden aklımdan bir saniye bile çıkmadı.

kırmızı'yı ben mi unutamıyorum yoksa hayatın hep bir şekilde karşıma çıkarmasından dolayı mı unutamıyorum bilmiyorum. tam artık ondan vazgeçtim. artık onda bir şey bulmuyorum diyorum ya da sadece kendimi kandırıyorum ama benimle bir etkileşime geçiyor. geçenlerde geldi benimle konuştu mesela. tutu'nun yanına geldi ilk servisi sordu sonra da bana 'çakmağın var mı?' dedi ama tabii ki yoktu. ben zaten yanıyorum çakmağa ne gerek var getir sigarayı değdir bana... diye içimde de erotik bir reklam oynuyor.

sonradan gitti birinden buldu heralde geldi bana 'yardım edebilir misin?' diye sordu. etmez miyim o sigarayı yakışını gördüm sonra ellerim tir tir titriyor tabii yaşanmışlıklar var bir mazi var diyeceğim üstünden beş yıl geçmiş gibi. çakmağı alırken eli elime deydi bir cız etti ki. ben tabii ölüyorum. o şuana kadar olan son konuşmamızdı kim bilir daha olur mu?

hayatıma daha fazla kim girecek ya da kimler beni üzecek diye düşünürken Güneş'i hatırlıyorum. beni engellemesi ve okulda arkadaşlarının bana yaşattığı o utancı sonsuza kadar unutmayacağım içimde bir kin parçası sonsuza dek duracak onun için. hiç affetmeyeceğim. bir de oyunları olduğu gün önümden geçti ve bizim oyunumuzda kulise girdi. hiç utanma ya da bir 'onu üzdüm yaa' hissi oluşmamış onda sanırım. resmen iğrençliğiyle karşımdaydı o an. kendimi attım kulisten dışarı dayanamadım aynı ortamda olmaya. yüzüne bakmıyordum ve sürekli kendime uğraşacak başka şeyler buluyordum.

şöyle bir açıklama yapıldı bana galiba en doğru da bu; biz onlara hayallerimizdeki gibi aşık oluyoruz. yani onlarla kurduğumuz hayallere göre. ama gerçekte... o hayallerde beyaz atla beklerken onlar arkadaki atı çoktan kesip mideye indirmiş oluyor.

şu şarkıdaki güzel sözlere takıntılıyım şu sıralardada onun için bırakıyorum buraya :)


-berry x




🌃   || twitter: @berrygunluk || PR & İletişim: berrygunluk@gmail.com ||

2 Şubat 2017 Perşembe

İnsanlığa Bir Mektup; Bir LGBT bireyinin gözünden

Bu yazıyı yazmayı düşünüyordum ama bir türlü kendimde bunu yazacak psikolojiyi bulamadım ama bu sefer yazacağım! Psikolojimi bunu yazmaya iten şey şu video.

İnsanların bir kısmı 'Homofobik' diye isimlendirdiğimiz kısım, bizleri insandan saymayan ve sadece tek bir cinsel yönelim olduğunu savunan insanlar. Şu ana kadar saygılı bir homofobik yorum bile okumadım. Küfürler, ölüm tehditleri, ve hatta ölümler. Hande Kader ve sayısız Trans bireyin ölüm haberleri. Onlar bize sadece nefretle bakıyor peki neden?

Ben size ne yaptım? Belki hiç konuşmamız bile olmadı ama bir yerlerde beni gördüğünüzde neden 'ibne' dediniz? Hiç tanışıklığıız olmadığı halde neden ona vurdunuz? Neden saldırdınız arkadaşıma? Böyle videolara denk geldiğimde aklımdaki soru şu oluyor; ''Benim de sonum bu mu olacak?'' korkuyla yaşamak nedir hiç bilmiyorsunuz çünkü siz kabul gören bir cinsel yönelime sahiptiniz. İnsanlar tarafından tek doğru olarak kabul edilen.

Ama biz vardık. Ama sizin bizi görmezden gelişiniz, aşağılamanız ya da bizi görünce alay geçmeniz, gülmeniz ya da çocuklarınıza aşıladığınız şeyler yüzünden okulda sözsel tacize uğradık. Evet belki bunlardan daha büyük problemler vardı ama ne kadar incittiğini hiç düşündünüz mü?

Ya da dünyada en değer verdiğimiz kuşkusuz ailenizdir. Ailenizin size sırtını çevirdiğini bir daha hiç konuşmadığınızı, sizden ölesiye nefret edeceğini düşünüdünüz mü hiç? Ben düşündüm. Hala düşünüyorum. Ergenlik dönemimdeyim ve ailem gey olduğumu öğrendiğinde verecekleri tepkiden korkuyorum. Ben belki hayatıma ailesiz devam edebilirim. Siz hiç böyle bir stres yaşamadınız değilmi? Ailenize heteroseksüel olduğunuzu açıklamak zorunda olmadınız.

En acı kısımlardan birine geliyoruz. Okulda aşık olduğumda, aşık olduğum çocuk bana bir şey yaptığında beni incittiğinde, sizler gibi anneme gidip anlatamıyorum. Onun yanında ağlayamıyorum. Sizi sevdiğiniz üzdüğünde ailenize anlatabilirsiniz. Ama ben anlatamıyorum. Baze geceler yatağımda ağlıyorum deli gibi. Hatta küçükken okullar yeni başladığında arkadaşlarımdan farklı olduğumu hissettiğimde yatağımda ağlardım. Neden ben 'farklıyım' Ya da Allah'a yalvarırdım ''Lütfen ben düzeleyim.'' diye çünkü benim ailemde de her Türk ailesinde ki gibi homofobik bir taraf var bu toplumdan geçen bir şey, topluma göre şekillenmişler ve bunu kötü bir şey olarak görmüşler.

Oysa ben, sizin gibi bir insanım. Sizin gibi aşık oluyorum, sevdiğim insanlar oluyor. Siz eşcinselliği aşk olacak bilmiyorsunuz ama aşık oluyoruz sizinle aynı seviyede. Ama biz bunları haketmiyoruz. Bir Trans birey gece saldırıya uğrayabiliyor, öldürülebiliyor. NEDEN?

Biz size bir şey yapmadığımız halde sadece sevgi ve dostluk çerçevesinde yaşamak isterken siz neden bize zarar veriyorsunuz?

Daha güzel, mutlu gelecekler için HOMOFOBİYİ DURDURUN!

-berry

🌃   || twitter: @berrygunluk || PR & İletişim: berrygunluk@gmail.com ||

1 Şubat 2017 Çarşamba

Tatilde Aşık Oldum: Akrep Dövmeli Çocuk

Uzun zamandır yüzleşmek istediğim bir platonik hikayesi. Uzun zaman onu aradım ama elimde olan tek bilgisi sırtındaki akrep dövmesi. Akrep burcu olduğunu anlıyorum buradan ve ben de akrep burcuyum evet seks burcu o zamanlar yıl... 2013 veya 2014. Antalya'da bir otele tatile gittik. Bu sefer annemlerin arkadaşları da vardı yanımızda ve benim de eski dostlardan Rody var yanımda. Rody ve ben ilk günlerden beri kesecek, dalga geçilecek kişiler arayışına girdik. Benim gay olduğumu bilmiyor tabii ki. O'nu gördüm ve kalbim böyle uçtu resmen. Rus erkek takıntılı biriyimdir rus olsun da taştan olsun derdim hep o zamanlar da öyleymiş demek ki. İşte efenim onu gördüğüm anı tam anımsamıyorum ama şöyle bir şekilde özetleyebilirim;

Kaldığımız otelde her gece yerli - yabancı müzik oluyor yemekten sonra gece 00.00'a kadar sürüyo gidenler de oradan disco'ya gidiyor zaten. Şimdi bu eğlencelerden biriydi. Rody ve ben yine kurbanlarını bekleyen kaplanlar gibi insanları izliyoruz. Onu gördüm orada böyle tuhaf tuhaf dans ediyordu falan. İlgimi çekmişti sarı saçları ve mavi gözleri vardı. Mavi gözleri de temas ettiğinde böyle yakıyor resmen insanı öyle söyliyim. Ben bunu gördüm gözümü çevirip başkasına bakamıyorum yani öylesine vuruldum ona. Şimdi bunun ifşalarını çektik. Telefonumda duruyorDU. Buraya geleceğim bir drama yatıyor bu satırlarda aslında. Şimdi efendim bu ifşalara bakıyorum falan dağılmış sapsarı saçlar beyaz ten fotoda parlayan maviş maviş gözler ay düşünürken bile ölüyorum. Yüzünün detaylarını unutmaya başladım aslında e bir kaç yıl oldu ama kendisini hiç unutamıyorum. Hiç sabah görmedim onu kahvaltılarda elinde kahveyle görüyordum sadece böyle ailesiyle sanırım takılıyordu hep zaten. Sonra işte kese kese kahvaltımı yapardım.

Yine böyle gecelerden biri. Ben yine sadece onu izliyorum ve deli gibi sarhoş geldi. Oynuyor müzikte. Müzikte de ankara müziği falan çalıyor. Nasıl oynuyor. Sonra makarena çalmaya başladı bu günden sonra, bu şarkı benim hayatımın bir kısmı oldu açıkçası. Sonra tişörtünü çıkarttı ben baklavalara dalmışken arkasını döndü ve sırtındaki o akrep dövmesini gördüm. O günden sonra adı Akrep Dövmeli Çocuk kaldı. Bulamadım da hiç onu oysa deli gibi stalklar yapmıştım.

Biz yine tatilde gece ailemiz bardaydı biz de dışarda takılalım dedik Rody ile geziyoruz milletin odasına lazer tutuyoruz falan tam odaya geri dönücez, bir evin önünden geçerken bir döndüm evde yatakta üç kişi çırılçıplaklar dedim 'NOOO' sonradan tabii ki. Unutamadığım travma.

Sonradan berry, kendine yakışanı yaptı Iphone 6 alınca, Iphone 5'de ki tüm fotoları sildi. Tabii arada o çocuğun fotoları da vardı. Nasıl yıkıldım nasıl üzüldüm günlerce kan ağladım resmen. Şuan bende bir resmi bile yok! Tek bildiğim sırtında bir akrep dövmesi var ve Rus yirmili yaşlarda.

Dövme de bıraktığım resimdeki model sanırım sol omzundaydı.

BANA ONU LÜTFEN BULUN YA!

-berry x

🌃   || twitter: @berrygunluk || PR & İletişim: berrygunluk@gmail.com ||