12 Eylül 2019 Perşembe

hayat çok üzerime geliyor

''sevgi yok olup gitti, beni kahreden budur. bağışlarım, çünkü aşk, suça iter seveni.'' -shakespeare 

her şey o kadar çok üstüme geliyor ki sanki bir bataklığın dibine gömülüyorum. her geçen saniye yeni bir şey öğreniyorum ve bu beni içten içe katlediyor. dertlerin arttığını ve benden bağımsız bir insana dönüştüklerini görüyorum. daha bir tane acıyı sindiremeden hemen bir başkası tokat gibi yüzüme çarpıyor. 'bende bu şans olduktan sonra...' dedim en son Hamlet'e. uzun bir süredir birbirimizle iletişim kuramıyorduk, en son dayanamayıp yazdım. kısa bir muhabbetin ardından 'taşındım ben de enişten var artık' yazdı binbir samimiyetsiz emojilerle. hani olur ya artık kaldıramayacağınızı hissedersiniz. hah! işte tam olarak oradayım şu an. sonsuz bir uçurumdan aşağı bakıyorum. şiddetli bir rüzgar vücudumu alıp uzaklara götürecek ama çaresiz ayaklarım hala yere güçlü güçlü basma derdinde.

sonsuza kadar yalnız kalma fikrine inanmıyorum. elbette birini bulacağım ama küçükken hep ilk aşkımla evlenme hayalleri kurardım. çok değil beş sene önceki bana bu olaylar anlatılsa asla inanamazdım yaşadıklarıma. ama hayat bu, yaşanıyor işte bir şekilde. arkadaşlarım her zaman çok beklediğimi ve iyi birini bulacağımı söylüyorlar ama artık ümidim ya da dayanma gücüm kaldı mı bilmiyorum. çok ağırdı biliyor musunuz.. yani düşünün bir kaç ay öncesinde buluştuğunuz, tatlı hayaller kurduğunuz ve hatta ortak iş yapacağınızı söyleyen bir kişi bir anda 'enişten var artık' diyor. ben kafamı nerelere vurayım asla bilmiyorum. yarın ne göreceğim kestiremiyorum. geçen her gün kalbimin sızısı biraz daha şiddetleniyor. şaşırmayacağım eğer kendimi bir anda Kırmızının düğününün ortasında bulursam.

şu an arka planda sezen aksu'dan küçüğüm çalıyor. eskiden bu şarkının sadece çocukluktan bahsettiğini zannederdim. ama her dinlediğimde bir sözünü daha farklı yerlerde hissediyorum. meğer neler neler anlatıyormuş öyle değil mi? ne kadar az yol almışım, ne kadar az. yolun başındaymışım meğer. evet sezen, yolun başındayım. ama bu yol beni aydınlığa mı çıkartacak? yoksa karanlığa mı terk edecek? mutsuzluk bana göre değil bana farklı şeyler lazım mesela aşk. ne kadar zor bir şeymiş aşk meğer, ben hiç böyle düşünmemiştim küçükken. belki daha çok bekleyeceğim, yolun başındayım ya daha. kim bilir. hiç şöyle bir şey hissettiniz mi; mutlu olmaya çalışmaktan yorulmak. gerçekten özeniyorum kimi insanlara. liseden sevgilileriyle evlenenler, ilk aşklarıyla evlenenler. böyle bir hikayem olmayacak gelecekte çocuklarıma anlatacağım. kim bilir belki de çok daha iyisi olacak şu an geleceği kestirmek çok zor.

bir şeyden bahsetmek istiyorum. ben Hamlet ile ilişkimiz flörtten çok bir iş arkadaşlığına döndükten bir süre sonra birileriyle konuşuyordum ve içimde hep bir suçluluk vardı. sanki onu aldatıyormuş gibi. oysa ne kadar boşmuş. ki o bana hiç bir zaman biz romantik bir ilişki arayışında değiliz demedi. işimiz sürerken olmaz etik değil ama sonrasında elbette demişti bana bunu çok net hatırlıyorum. ben her zaman Hamlet ile güzel olacak diye düşünürdüm. birbirimizin oyunlarını izlerken falan. görüyorum ki kendimi yine boş yere ümitlendirmişim bu kadar zaman. belki de beyefendi şu an beni enişteme(!) anlatıyordur. bu hayatta hiç bir şeyi kıskanmam. bir şey hariç. benim hayalini kurup kendimi mahvettiğim şeyleri gözümün önünde insanların yaşaması. işte buna gelemiyorum. benim hakkımdı anlıyor musun. sen benim günlerdir, haftalardır, aylardır dilediğim şeyleri üç gün önce gelip kapamazsın. ama olsun bu hayat adil değil bunu kabullenmem de zor olmadı. en büyük tokatı geçen sene sınavlarımda görmüştüm zaten. mutsuz bir insan olmak istemiyorum. hiç bir zaman da istemedim. bunları yazmak bile bana çok tuhaf geliyor çünkü ben çevresinde güler yüzü ve pozitif enerjisi ile tanınan biriyim. hayret.

öyle ya da böyle yaşıyorum. aptal, her şey daha farklı olabilirdi aptal! demedende bir günüm bitmiyor şu aralar. o kadar çok bunaldım ki. bunun sebebi her şeyin üst üste gelmiş olması. dün dansçıdan bugün oyuncudan çektim. hayır işin kötü yanı mesleğimden de soğutacaklar beni! şaka yapıyorum. bugün hala gelecek hakkında umutlarım varsa bunun tek sebebi yapacağım iştir. aşkta meşkte benim şansım yok maalesef.

zaten ben ne çekiyorsam kendi aptal kafamdan çekiyorum gerçekten. yani hemen hayal kuruyorum, bir şeylerin olduğunu görüyorum ve BUM bir yerden patlak veriyor.

aklıma ne geldi. ben ve eski sevgilim hala arkadaşız. ayrılalı bir üç dört yıl oluyor. blogda da bolca bahsetmiştim onun hakkında. onun bağzı değişik yetenekleri var. anlık olarak konuştuğu kişinin geleceğinden bir şeyler gördüğünü iddia ediyor. ne kadar doğru bilemem orasını tabii ama aileden geçen bir yetenekmiş. beni çok mutlu gördüğünü, çocuklarımı uyutup eşim ve arkadaşlarımla eğlendiğimi görmüş. bu arada zengin de olmuşum. bakalım bu sahne ne kadar doğru çıkacak gelecekte göreceğim. gördüğü tek kötü şey birini kaybetmiş olmammış.

bugün de acı seviyemi arttırdım. artık kafa dinleme vakti. biraz sezen'in şarkıları ve sonra da hiç derdim yokmuş gibi rahat bir uyku. hoşçakalın.




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder