30 Eylül 2015 Çarşamba

Okul Günlüğü #3 // İçimi yaktın be yakışıklı!

Bunu yazarken öldüm arkadaşlar. Gerçekten. Dört saatlik uykuyla hayatta kalmaya çalışıyorum. Gıybetten ölmek üzereym. Geçmişte yaptığımız gıybetler şimdi çarpmaya başladı. 

Okulda Kırmızı'yı çok göremedim. Nedeni ilk dört derste hocanın biri salmaması oldu. Moralim bozuldu. Ben onu görmek için okula bile katlanıyorum. 

Uzun tenefüste bolca entrika yaşadım aslında Kırmızı odunu bir kızla konuşuyordu bende bir bozuldum anlatamam. Bizim sınıfın önünde de langırt masası falan var. Orda da Bordo hırkalı çocuk var. Uzun boyu, temiz yüzü, fit vücudu -ve orada kaslar olduğuna adım kadar eminim- 

Ben cool yürüyüşümü yaparken dönüp bana bakıyor sürekli. Her zaman olduğu gibi aynı cool yürüyüşümle giderken o da benim olduğum tarafa yürüyordu. Kapı gibi olan yerden geçerken ikimiz de birbirime dönük geçtik küçük olduğu için. 

O nasıl bir parfüm, o nasıl bir fit vücut, o nasıl kasa benzeyen detaylar 'vaaşş bu nedır büyle' diye içimden keko gibi lafımı attım. Çok cooldu ama. 

Size ölünür be yakışıklı beyler!

Veee yazımızın assolist olaylarından birini anlatıyoruuuum. Biz bugün Tutu'nun sınıfında oturuyorduk. Taş bir çocuk geldi. Geçmiş bloglarda onu anlatmış olabilirim. Ona Beyaz diyorum. Şimdi gelip diyeceksiniz. Bu gerizekalı'nın neden kestiği herkesin ismi renk? 

Mesela onu kesmeye başladığım gün düz mantık üstünde ne varsa onun rengini veriyorum. Ama Kırmızı'yı Taylor Swift'den esinlendim. 

Olay şu; Tutu ile dedikodumuzun ırtasında taş Beyaz girdi. "Selamun Aleyküm." Dedi. Biz ikimiz kaldık ve gıybete devam ettik. Sonra elini bize döndürdü ve aşağı yukarı arelet ettirdi karşılık verin diye. Sonra "AS desenize!" Dedi gülerken. 

"AS" dedik falan biz gıybete devam ederken o da öğretmen masasına oturdu bu ne tatlılık vicdansız. Bana 'Kardeşim' dediği o günleri unutamıyorum tabii!

Sonra gitti. Bugün yaşadığım en bğyük aksiyonlardan biriydi. Bir de gerizekalı ben cüzdanımı serviste düşürmüşüm onu aldım çıkışta falan. 

Somra sınıfa bir taş girdi. Bir afet. Dilimi tutturdu namussuz. Hafif sarı gözler mavi saçlar -ehuehu- sarıya dönük saçlar mavi gözler falan bakışları duruşu vücusu beyaz giydiği tişörtten belli oluyordu tabii sapık gibi insanların vücuduna bakmıyordum ama bana bak diyordu resmen o vücut. Hiç bana laf etmeyin siz de görseniz siz de bakarsınız. 

On bir takma ad bulamadım henğz ama bir kaç küçük diyaloğumuz oldu onlaro belki ilerde anlaırım ama o duruşu o bakışları beni öldürdü. Derslere konsantre olamiyorum ama. İlk defa okuduğum bir sınıfta taş biri vardı. Bu benim için tarihe gömülmeliydi. 

Sonra kırmızı'yı dışarda bir kaç kere daha gördğm. Yağmurlu bir havaydo falan şapkalı bir hırka giymiş nihayet! Hasta olacak diye ödüm kopuyordu zaten incecik bir şey! Kemdimden utanıyorum ona bakarken. O mesela evrime geçirenlerden 3 ayda evrime geçirdi ve taş oldu benim kocam. 

Böyle yorucu bir gündü. Beğendiniz umarım bolca atraksion yaşamaya çalıştım değerimi bilin ehuehu. Barbie'nin blogunu da okuyabilirsiniz önceki yazımda linki var. Kendinize iyi bakın. Hoşçakalın <3 

Twitter: http://twitter.com/berrygunluk


1 yorum: