25 Haziran 2020 Perşembe

yaz tatili düşleri ve biraz fazla kaçan isyan

yine gözyaşlarım eşliğinde yazacağım bir konu daha. malum coronavirus hala bitmedi, evden çıkmamaya devam ediyorum. bugün odamda yine mutsuz bir ruh haliyle müzik dinlerken içeride annem hanımın telefonla konuşmasına kulak misafiri oldum. teyzemle bodrum hakkında konuşuyorlardı hemen yanına koşup detaylıca dinledim. yazlık bir ev kiralayıp gidebileceğimiz hakkında bir şeyler söyledi teyzem ama annem aksine okul paraları vs vs vs kafa ütüledi ve konu kapandı muhtemelen.

tam üç yıldır istanbul sınırlarından çıkmak nasip olmuyor allah kahretsin artık. para problemleri dedik okay ama şimdi tam bir şeyler olabilir derken corona denen şu hastalık hortladı tüm dünyayı kapladı yine gidemeyeceğim. yine eminim ki seneye de bir bok çıkar sonra da çıkar. hayatta en çok üzüldüğüm şey böyle fırsatları hep yaşım küçükken kullandık şimdilerde ise hiç bir şey yapamıyorum çok üzücü. oysa tam gidip yaz aşkını iliklerime kadar yaşayabileceğim bir yaştayım. geçen sene de tatile gitmememize bir kaç hafta kala dolandırıldığımızı öğrenmiştik bir şekilde iptal olmuştu.

artık o kadar ihtiyacım var ki biraz uzaklaşmaya anlatmama imkan yok. bıktım artık insanlardan, istanbulun havasından trafiğinden kalabalıklığından tek isteğim biraz olsun uzaklaşıp kendimi toparlayabilmek. evet, biliyorum dünyanın en büyük derdi değil bu 'tatil' olayı ama gitmek istiyorum. gerçekten millet hiç olmazsa köyüne falan gidiyor yazın ama akrabalarımızdan hiç kimseyle iletişimimiz olmadığı için böyle şey de yapmıyoruz. gerçi yapıp ne yapacağım orada akrabalarla özgür olmak yerine istanbuldan daha çok zincirlerle bağlı olduğunu hissedersin... yok o da kalsın rafta.

bir kaç zamandır avrupalı ve amerikalı yaşıtlarımın yaşadıklarına bakıyorum da bu bizim yaşadığımız hayat mıymış diyorum. 17-18 yaşlarında arkadaşlarla seyahat etmeye dünyanın dört bir yanını dolaşmaya başlıyorlar. gerçekten coğrafya kaderdir ben hiç böyle şeyler yaşayamayacak mıyım? ben artık bu ülkede nefes dahi alamadığımı hissediyorum. sevgili desen... gerçekten turkish gay community'den hiç bir bok olmaz. herkesin kafasını seks bürümüş yok şöyle yaparım yok böyle yaparım ben burada oturduğum sürece hiç bir şekilde aşk bulamayacağım. farkında mısınız en güzel yıllarımdayım ve hayatımda hiç kimse yok! çıkıp gezebileceğim, sevebileceğim bir erkek yok! ne kadar acı. herkes aç sekse aç. bıktım artık. ne kadar isyan edersem edeyim bu böyle gelmiş böyle gidecek. tek isteğim bir an önce burayı terk etmek ve hayallerimi yerine getirmek.

tamam, hayallerim bazen çok uçlarda olabiliyor.. yani, sanatçılık falan ama ben kendime inanırsam bunu başarabileceğime inanıyorum. bir şekilde yolunu bulacağım, kuşkum yok. ama bir diğer hayalim daha var ki bu aslında dünyanın en basit hayali bile olabilir. aşk! bir ailem olsun istiyorum.. samimi, sıcak ve mutluluk dolu. hiç bir zaman amaan yaşım gelsin de evleneyim demiyorum ama hayatımda gerçekten istediğim biri olsun, birlikte yaşamaya değer biri olsun istiyorum sadece, çok şey değil!

her neyse işte o kadar çok isyan doluyum ki artık kusmak istiyorum resmen. zaten şu yaşadığımız boktan dönem psikolojimi eksi seviyelere indirmişken üstüne her gün yeni depresyona sokucu konular ekleniyor. ne diyebilirim ki bir an önce buradan gitmek istiyorum... başka da bir şey yok.

ne bileyim şimdi bodrum yahut antalya arasında bir yerde olsam... belki bir turist ya da mucizevi bir istek ama hayallerime yaklaşan bir türk bile olsa olur! ama zannetmiyorum türkiyede bunları yaşayacağımı... şu an içimde öyle bir his var ki anlatmama imkan yok! resmen boğazımda bir his var ağlamak ister gibi ama aynı zamanda gözlerimden de ateşler fışkırıyor! insanlar kanımı emer gibi rahatsız ediyor beni artık...

daha fazla YETEEEEER diye çığlık atmak istemediğim için kısa tutuyorum bu isyanımı. biliyorum ne büyük dertler değil mi... ama işte böyle... berry'nin yaşamı bundan ibaret... benim hayatım aşk! 

berry x