29 Temmuz 2024 Pazartesi

bekleyiş ama kavuşamayış

     hayatımın son 7 ayı bir kişiye kafayı takmakla geçti. aklımda sadece onun düşüncesi ile yaşamak, günümün verimi onun bana yazması veya yazmaması üzerine şekilleniyor olması beni çok üzüyor. ondan kaslı olarak bahsedeceğim, sanırım onu en iyi böyle tanımlayabilirim çünkü hakkında en net bildiğim şey bu. 

    geçen yılın aralık ayında bir dil öğrenme uygulamasında tanıştık. her akşam yaptığımız telefon görüşmeleri ve tatlı davranışlarıyla oldukça kısa bir süre içerisinde ona duygular beslemeye ve akşam olup birbirimizle konuşacağımız saati sabırsızlıkla beklemeye başladığımı fark ettim. aslında güneş ve contini'den sonra tekrar bir erkeğe karşı duygu beslemeyeceğime dair kendime onlarca kez söz vermeme rağmen bir şekilde kaslı'da beni çeken bir şeyler vardı. birincisi, kibar davranıyor olmasıydı. ikincisi, vakit ayırıyor olması ve son olarak telefon konuşmalarımız esnasında ona öğrettiğim türkçe kelimeleri telaffuz ederken çok tatlı görünüyor olmasıydı. 


    konuşmaya başladıktan bir buçuk yahut iki hafta sonra whatsapp ve ardından instagram'dan konuşmaya devam etmeye karar verdik. instagramını aldığım zaman aslında kaslı'nın oldukça fazla takipçiye ve en önemlisi sevgilisi olduğunu fark etmiştim. o dönemlerde ona olan duygularım başladığından bu haberi fark etmem ile histeri krizleri geçirmem bir olmuştu tabii... her neyse, ondan bir şey beklemiyordum... zaten benim için fazla iyi bir tipi var ve benimle konuşması hoşuma gidiyor diyordum. ama gün geçtikçe ve konuşmalarımız arttıkça elbette elimde olmadan benim hislerim iyice gelişmeye başladı. yanlış hatırlamıyorsam ocak ayının son haftasında birden mesajımı görmedi ve yaklaşık iki hafta hiç iletişim kurmadık. benim için oldukça zor dönemlerdi çünkü ben ondan beni sevmesini beklemiyordum, yalnızca hayatımın bir parçası olmasını seviyordum. doğum gününün akşamı bana bir şekilde yazdı ve ''uzun zamandır konuşamadık, neden birbirimize vakit ayıramıyoruz'' diye bir soru sordu. oysa ki ben onun için her zaman buradaydım, sadece o benim mesajıma dönüş yapmak istememişti...

    yazdığında sorun etmedim, doğum gününü kutladım ve sanki düne kadar hayatımın en kötü günlerini geçirmemiş gibi onunla sohbet ettim. ardından bu ghostlayıp geri dönme mesaisi belli aralıklara devam etti. rekorumuz 1 ay 10 gün. şu an yaklaşık 5 gündür ghostlanıyorum mesela. en son geldiğinde bana tekrar ''neden konuşamıyoruz'' diye sordu. ben de ''meşgul olduğunu düşündüm, onun için seni rahatsız etmek istemiyorum'' demiştim. o da bana ''hayır, beni rahatsız etmiyorsun seninle konuşmayı seviyorum'' dedi. ama gel gör ki şu an tekrar görmezden geliyorum. hala aşığım, hatta oldukça güçlü. önceden attığı sesli notları dinlerken gülümsüyorum. böyle olmamam gerekir ama elimde değil, uzun bir süre sonra aşk duygusunu tadıyorum ama hiç de hayal ettiğim bir şekilde değil. özellikle ghostlandığım dönemlerde sevgilisi ile olan hikayelerinde gerçek anlamda yıkılıyorum. kendime her seferinde ''bunu kendime neden yapıyorum'' diye soruyorum. ona asla açılamam, sevgilisi varken bunu yapamam. 

    o benim hayatımın her saniyesini işgal ederken muhtemelen ben onun aklına bile gelmiyorumdur. bilimsel değil, sadece hisler. oldukça zor, yazsa dert yazmasa ayrı dert. ama bir şekilde ondan vazgeçemiyorum. ne kadar yazmazsa yazmasın telefonumda adını gördüğüm an yüzümde oluşan o gülümseme ve midemde hissettiğim kelebekler bir anda unutturuyor öz saygımı. 

    ne olacak, nasıl ilerleyecek bilmiyorum. muhtemelen ilerlemeyecek. ama ilerlemesini isterdim, gerçekten isterdim... eğer olmazsa da 25 terapist seansı ile atlatamayacağımız şey yok dedikten sonra yolumuza bakacağız...


berry




Hiç yorum yok:

Yorum Gönder