19 Mayıs 2017 Cuma

seni iyi hatırlamak istiyorum.

aklıma geldikçe hala iyi olmadığımı düşünüyorum.

geçen yazımın üstünden çok zaman geçti ama bu ekranın karşısına geçip o olaylarla tekrar karşılaşmak hiç istemedim. kaçtım biraz kendimden.

mr kibar, aslında mr problem oldu.

yani geçen yazımda sizlere konuşmalarımızdan bahsetmiştim. o olayın gecesi ben ona uzun uzun yazdım onu ne kadar tanımak istediğimi. sabah olduğunda mesaj yoktu ama belirli bir saat sonra mesaj geldi 'yazdıklarını okudum teşekkür ederim ilgin için, ama ben seni tanımıyorum. (buraya dikkat edin) üstelik benden çok küçüksün. ben olumlu bakmıyorum bu görüşmeye ve bu mesajlaşmaya' yazdı. baştan aşağı kaynar sular döküldü.

iki büyük neden var. birbirimizi tanımamamız ve yaş. birbirimizi tanımıyoruz diyor ama seni tanımak istiyorum demiyor. yani ucunu açıkta bırakıyor. ne yapsam ne etsem diye düşünürken depresyonda buldum kendimi. son sez sezen aksu çalıyor kulaklıklarımda ve dinlediğim HER şarkısında gözümün önüne o konuşmalar geliyor. yani az değil bir yıl boyunca onu düşündüm ben. bu kadar kolay olmamalıydı sonu.

ikinci problem 'yaş!' ben buna çok takıntılıyım. yaş bir ilişkide problem değildir fasa fiso yani. yaşıtlarımın ergenlikleri yüzünden böyle bir genelleme yapılmamalı. olgun bir insanım. benim de bazı yaşanmışlıklarım var yani bazı şeylerin farkındayım ve akıl yaşta değil baştadır. bu problemi baştan atıyorum bir kere. fasa fiso.

yani büyük bir depresyon içindeyim ama aynı zamanda gurur yapıyorum. yazmadım bir daha. bir-iki saat kadar tabii. sonra ben duramadım onunla iletişime geçmem, konuşmam GEREKİYORDU! bende uydurduğum bir proje ödevi için onunla mektuplaşmak istediğimi söyledim. kabul öyle bir şey yoktu ve dünyanın en saçma isteğiydi ama ben onunla konuşmak için bu saçmalıkları düşünememiştim bile. tabii sonra büyük bir utanç safası geldi neden yazdım falan diye.

cevap vermedi.

iki gün sonra tekrar yazdım ona ve tekrar cevap vermedi o günden beri yazmıyorum ona. ama doğum gününde yazacağım. bak bak beni unutmamış olsun ya da bunlara rağmen bu kadar süre konuşmamamıza rağmen beklemiş desin.

ben her ne olursa olsun onu iyi hatırlamak istiyorum.

o gay chat sitesinde her online olduğunda içim acıyor. birileriyle konuştuğunu bilmek falan ne bileyim insanın içi yanıyor. uzun bir depresyon sürecinden sonra şuan daha iyiyim ama konuşması geçtiğinde ya da herhangi bir şarkı dinlediğimde *genelde tümünde* aklıma hep o geliyor yani. bu histen midir bilemiyorum ama sanki baktığım veya dinlediğim her şeyde aklıma o geliyor.

aklımdasın mr kibar
o gün gelecek ve pişman olacaksın.
çünkü seni kimse benim gibi sevmeyecek.

yazıyı bir sezen parçasıyla kapatmak istiyorum.


Hiç yorum yok:

Yorum Gönder