23 Temmuz 2016 Cumartesi

Çılgın Rüyalar?!

Herkese Merrrhaba!

Çok mutluyum çünkü az önce tekrar bilgisayarıma kavuştum. Yeniden rahat rahat sizlere içimi dökeceğim günler geri geldi. Açk konuşucam telefondan her ne kadar artık bilgisayar teknolojisine ulaşmış olsak da, bilgisayarın yerini tutmuyor. Gerçekten.

Şimdi. Sizlere başımdan henüz yeni geçen bir rüya hikayesinden bahsedeceğim.

İki gündür peş peşe rüyamda Kırmızı'yı görüyorum. Ama nasıl görmek onlara değinelim.

Önce dünden öncesine gidelim. Masumca uyuyordum. Sonra birden karanlık bir ortamda belirdim. Ooo yaşasın fantaziler nerede Christian Grey? diye etrafa bakınırken bizim sınıftan bir kaç kişiyi görünce Grey kalsın dedim içimden. Hayır yani insana rüyada bile rahat yok. Her neyse, konumuza dönüş yapalım.

Kırmızı geldi. Bende allahım nolur yanıma gelsin lütfen! diye yalvarırken yanıma geldi ve kolunu omzuma attı. Cennetteydim rüyada. Kalp krizi geçiriyorum ama bir yandan da sakin duruyorum. Oysa çocuk kolunu omzuna attı Berry daha ne sakin duruyosun atla üstüne işte! Neyse.

''Doğum günüme geliyorsun değil mi Berry?'' dedi önce bi WTF? oldum. Sonra bir düşündüm beni niye çağırıyo bir piçlik var hadi ama neyse dedim. İçime doğmuş rüya çünkü maalesef. Neyse, sonra efendim bir kaç küçük sözlü mğnakaşa ettik. Aslında ne konuştuğumuzu hatırlamıyorum. Tam olarak kestiremiyorum ama çok romantik bir ortam olduğunu ve yatağa gidelim mi dese oda nerede? diyeceğim bir ruh halindeyim siz anlayın.

Sonra efendim bir baklar döndü ve birden bir Berry kafası olarak dedim ki ''Gitmem gerek.'' sonra o şaşkın ben ondan şaşkın böyle mal bir ruh halindeyim. Sonra işte bombayı patlatacak bir olay yaşandı. ''Keşke gitmesen, hep kalsan!''

Uyandım.

Hayata bir kaç büyük küfür savurduktan sonra bastıran kulak ağrımla eziyet çektim. Bu arada kulak ağrısı demişken gerçekten ben dünyada bu kadar büyük bir acı yaşamadım. O neydi bacım. Canımdan can çektiler. Acı, sadece acı. Kulak kendi kafasına göre acı çekiyor sadece. Arada bir doz arttırıp azaltıyor. Neyseki şimdi daha iyiyim.

Gelelim bu geceye. Yine masumca yattım. Ama aklımda o geceki rüya var. 'Kızaaam işarat bunlar!' modunda olan bir de beynim var. Sonra çok vakit geçmeden uykuya daldım.

Yanımda Tutu var, sonra biz bir evdeyiz. Site gibi bir yer havuz başında akıyoruz beraber. Sonra Kırmızı tam bir karanlık ruhuyla geliveriyor. Cool cool geliyor. Tutu bana kaş göz şekilleriyle Kırmızı'nın geldiğini anlatmaya başlıyor. Sonra biz eğlenirken bir bakmışız kanka olmuşuz biz.

Bayağı takılıyorduk. Sonra bir yatakta yan yana uzandığımızı hatılıyorum. Birbirimizi çekiyoduk. Telefonlarımızdan efsane şeyler oluyordu. Sonra işte bayağı sohbet ettiğimizi hatırlıyorum. Lanet olsun hatırlamadığım rüyalar.

Sonra bir arabada olduğumu ve gittiğimi hatırlıyorum.

Kırmızı'nın kendini hatırlatma çabasıydı. İso ile olabildiğince çok mutluyum. Harika gidiyor her şey ilişkimiz olsun sohbetlerimiz olsun. En önemlisi birbirimizi seviyoruz.

Kırmızı demişken, bir sevgili yapmıştı 30 haziran günü. Ona deniz kızı demişti. İşte ilk defa birine bunları hissediyorum falanlar filanlar. Ayrılmışlar. Nasıl öğrendiğimi de kısa bir şekilde şöyle izah
edeyim. Bu iki rüyaan sonra içime doğan hisle gidip instagramına baktım. Fotoğraflarını ve instagramda ki açıklamasındaki deniz kızı saçmalıklarını silmiş. Açıkçası mutlu oldum. Tamam sevgilim var, ama ben bulabileceğim ve beni hakedenin en iyisini buldum. Ben de onu hakediyorum. Ama o kız bunları haketmiyordu. O muhteşem biri ve kesinlikle en muhteşemini bulmalı. Lanet olsun onu hale önemsiyorum sanırım. Kimse ilkini unutamaz değil mi? Bunun kuralı budur. O benim ilk aşkımdı.

Herneyse. Çok kafa ütüledim sanırım. Sizleri seviyorum. Yeni yazılarda daha çok eğleneceğimiz dileği ile.

Bu arada twitter'dan beni takip etmeyi unutmayın çünkü gündelik olaylarım genelde orada oluyor! @BerryGunluk

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder