6 Mayıs 2015 Çarşamba

Allah belanı WhatsApp?!


Ehe ehe şeyyy... bu biraz #tb oldu ama bayağı bir önce yazmıştım. Alın okuyun bakalım neler yaşamışım ;))

İşte bu olaylar olduktan sonra okulun töreni vardı. Kırmızı bey beni takmadan önüne baktı odunluk mu desem? Bilerek mi desem bilemem. 

Eve gittim. 

Bir depresyon süreci Model şarkılarını dinleyerek nutella yemek. Evet, evde manyak gibi sesli şarkılar söylüyorum. 

Kardeşimin 'manyak mı bu?!' Bakışlarını umursamadan. 

---

Bu olaydan hemen sonra sizlere hiç bahsetmediğim ama hemen var olan kurallarımdan bahsedeyim. 

Kural 1: Her zaman WhatsApp son görüldüleri takip et. 

Her zaman yaptığım gibi WhatsApp dan adını buldum ve tıkladım. Lakin, içimde bir his vardı. Ki benim kehanetlerim tutar. 

Whatsapp'da yalnışlıkla numaraya tıkladım. Aman Tanrım! 

Aranıyor! Lanet olsun bir an olduğum yerde titredim ve telefonu adeta yatağa fırlattım. 

Kızardığımı hissediyorum. İçim tekrardan türkü bara geçiş yaparken. Arkadaşlarıma tek tek mesaj atmaya başladım. 

Tanesine en az onar tane mesaj attıktan sonra kimseden dönüş olmadı. 

Allahım neydi günahım. Hiçbirisi açık değildi. Kaderimle baş başa kalmak denilen sözün tanımıydı o dakikalar adeta. 

Herneyse dakikalar sonra -1 saat kadar sonra- arkadaşımdan cevap geldi. Ve hemen mesajına karşılık verdim. Gasta yatağında bunları yaşamayı istesem yaşayamazdım. 

İçindeki Mahmut Tuncer, yerini arabeske bırakmıştı. 

İnanır mısınız, hala mesajıma cevap vermedi. 

Görüldü bile bırakmadı Kırmızı beyimiz. 

Kural 2: WhatsApp son görüldüleri takip edeceksen interneti kapat

Okuldada yüzüme bakmıyor. İki kere sınıfına girmeye kalktım birinde cesaret edemedim diğerlerindede dersleri dışardaydı. Çocuğun ilgisini bir türlü çekemiyorum. 

Veee... Uzun zamandır Twitter'dan kafanızı yediğim sevdiğim bana kardeşim dedi mevzusu. 

Yine bir Berry olarak sadece bir kişiyle kalamadım. Mesajıma bile cevap vermeyen biri için neden kendimi kapatıyım değil mi?

Vee... Okulun ilk zamanlarından beri gözüme çarpan ama hiç o gözle bakmadığım, Beyaz. 

Geçen okulda onunla konuştum. Olaylar çok hızlı ve hayal kırıklığıyla geçiyor. 

Çıkartılan Ders: Biri sana cevap vermiyorsan ötekilerede şans ver. 



Atarlı tweet'lerimi takip etmek ve gün içindede başıma gelenleri okumak isterseniz: @BerryGunluk

-Berry X

3 Mayıs 2015 Pazar

Onca kesişmemiz yalan mıydı?!

İşte bende hemen odaya girdim. Anam! Bu ne karanlık gözüm kör oldu. 

"Ah, kör oldum." Dedim. Görmüyordum ayrıca esprilerimi görsün değil mi yani?

Daha sonra oradaki arkadaş ve kırmızı kolumdan tutup beni oturttular. Aman tanrım! Bana dokundu. 

Altyazı: Sayın okurlar. Kırmızı bey Berry'e dokundu!

İçimde halay çeken bir şey oluştu. İçime adeta Mahmut Tuncer kaçmıştı. 

Bana filmini izletmeden önce bazı sorular sordu evet bana Berry'e. Ve Berry öldü...

K: Nasılsın

B: İyiyim sen?

K: İyi, adın ne?

B: Berry.

K: Berry... Üzgünüm bu harfi söyleyemiyorum (gerçek adımla ilgili bir sorun.)

Ya bir insan bir harfi söyleyemezken bile bu kadar tatlı olur mu ey namussuz! 

O bana filmi izletirken aklımda milyonlarca düşünce vardı. Filmi değil Kırmızı'yı izliyordum düşünsenize "Nasıldi Berry, hangi karakteri beğendin?" Diye sorsa ben: "seni.. Ay, pardon başrol karakterini" 

Daha sonra... "3 tane başrol var" dese, "kızı beğendim işte" daha sonra bir Berry olarak kendimi tanıyorsam yanlış çıkar ve "başrol de kız yok ki!" Derdi. 

Allaha şükür olmadı öyle bir şey. 

K: Nasıl buldun?

B: Güzeldi. 

K: Korktun mu? 

Dedi... korkunç bir yer mi vardı? Aman tanrım!

B:evet. 

Ah söylemeyi unuttum. Film korku filmiymiş 5 dakika falandı sonunda maske vardı korkunç onda korkmamız gerekiyormuş (!) ama sonra elleriyle bana dokunarak ve ağızlarından tuhaf sesler çıkartarak korkutmaya çalıştılar. İşte bir Berry olarak nezaketen korktum. 

Başkası bu filmi bana izletse ve Kırmızı çekmemiş olsaydı 'bu ne saçma şey Allah aşkına?' Der atarlanırdım. Ama aşk... Her şeyi yaptırıyor insana. 

İşte film bitti bende kapıya doğru yol aldım tam çıkarken "Ne zamandır bu okuldasın?" Dedi Kırmızı!

Ne demek ne zamandır bu okuldasın?!

"Yılın başından beri!" Dedim. 

"Hmm... Görmemiştim." Dedi. 

Ne demek görmedim yaa! Ne demek! Bak yine atarlandım!

Onca kesişmemiz bakışmamız yalan mıydı ey Kırmızı! Sana soruyorum bana bakıp gözlerini kaçırman! 

Lanet olsun bu hayat! Lanet olsun bu sevgi!!!

Kısaca; Aşkın gözü körmüş duvara çarpmış ölmüş

-Berry X

Kırmızının Elli Tonu?!

 Tekrar selam insanoğlu. 

 Berry bugün neler yaptın? Derseniz birşey yapmadım zaten daha günümüze gelmedik. *şuraya bir sinsi sımayl rica edeyim*

 Vee gün geldi çattı. 

 Tarih 22 Nisan. Efendim Kırmızı bey filmini izletiyomuş herkese. HERKESE. Tek sandınız değil mi? Herneyse. 

 Arkadaşlarımdan Todi'yi bir arkadaş çağırdı. İlk önce gitmedi tabii. Bilmiyor ki içeride biricik yarim Kırmızı var. Bir dakika? Biricik mi? Bir önceki yazıdan hatorlayalım lütfen. 

 "Kimler var içerde?" Dedi Todi. Oysa tüm gün manyak gibi Kırmızı ve ekibini takip ettiğim için nerede, kimle, ne zamandan beri orada biliyorum. 

 "Kırmızı ve ekibi." Dedi masum arkadaş. 

 O an dikkat etmedi belli ki, arkasına bakmadan gitti. O sırada ben okulun ortasındaki koltukta kaderime küfürler sayarken canım arkadaşlarımdan Barbi ve Balinda beni sakinleştirmeye çalışıyordu.  

Benim ise içim türkü bara dönmüştü o an. Kaderime saydırıyorken. Tontiş koşarak geri geldi. Kaderin cilvesi miydi acaba dedim bir an. 

 "Aa niye geldin?" Dedi Balinda. 

"Kalabalık gidemem ki ben." Dedi. "Başkası gitsin" benim yüzümde bir sürtük gülümsemesi oluştu adeta. 

Sonra o masum arkadaş geldi. "E niye gittin Tontiş kalabalık değil ki!" Dedi. "Kim geşecek?" Dedi arkadaşın gözleri hala etraftayken. Ben gururla 'ben' dedim tabii. Arkadaşlarım da anında "Berry!" Demişti. 

Amaaa... Todi durur mu? "Tamam, ben girerim tekrar." Dedi. O an hayat ikinci tekmesini vurmuştu bana. Daha öteki geçmedi diye çırpınıyordum. 

Barbi ve Balinda bana destek çıkıyorlardı. Sonra Tontiş geri geldi. 

Ben kadere ağlıyordum. 'Aa kader kim?' Dedi iç sesim. O an boğacaktım kendimi. 

Sonra o malum arkadaş geldi. "Haydi, Berry. Sen gel." Dedi. Karşımda Hz.İsa, dedem ve amcam oturuyordu. Anam! okey mi lan o? Evet evet, okey oynuyorlardı. Ben de okeyin dördüncüsüydüm

Ama hayır. O odaya gidip Kırmızı ile karşılaşmalıydım. Romantik bir şeyler olmalıydı. Uyan Berry! Uyan, kaçırma gül gibi çocukla konuşmayı' dedi iç sesim. Haklı. Anında kendime geldim ve arkaya dönüp harika sürtük bakışımı attım. 

Kapıya gidene kadar yüzümdeki iğrenç gülümseme gitmemişti.

Kapıya yaklaştığımda tadaaaa harika Berry olarak odanın önündeydim. 

Kapı açıldı. Aman Tanrım! İşte beklediğim fırsat kapkaranlık bir oda. Tabletin ışığıyla parşayan bir kırmızı ve Berry! Harika bir ortam. 

Bu romantik ortam odanın kapı açıldığı için ışıkla dolmasıyla 4-5 kişi daha vardı. Romantik ortam kuralım suya düşmüş olabilir ama orada Kırmızı ve ben varım daha ne olsun. 

İştee... Böyle harika anlarda veriyor. ah hayat beni neden yoruyorsun demiş büyük üstad Serdar Ortaç. Ne kadar haklı değil mi hayat!

Bu sahneler olmaya devam ederken aklıma Grinin Elli Tonu geldi. Orda daropörtaj için de olsa. Benim gibi gitmişti ve bizdeee... Kırmızının elli tonu!

-Berry X


Merhaba Ben Berry?

   Merhaba insanlık ben Berry!

 Adım, yaşım bana kalsın siz eğlenmeye bakın. Bu günlükte görecekleriniz her şey benim gerçek yaşadıklarımdır. 

 Dünyama hoş geldiniz!!!

 Öncelikle sizinle iş güç konuşacak değilim her halde. Sanırım sizinle burada sağa sola kaç tl ye eşya göndereceğimi konuşmayacağım. Aşk zor iş değil midir gerçekten? İstersin, beklersin ve bir sürtük senin gözünün yaşar. Ne güzel söylemiş değil mi Gaga bacımız?

 Ahh ahh o kesişmelerin haddi hesabı yok. Arkadaşlarımın ona bana göstermek için yaptığı mimikleri ilerde bana küfür olarak döndürmezler umarım. "Ulan Berry! Sana onu göstericem diye ne uğraştık kodumun dünyasında!" Demelerini duymak istemem herhalde! 

 O kim mi? Lakabı Kırmızı. Mazallah okur falan riske gerek yok. 

 Aslında Moli gibi biri de var ama emin değilim. Galiba ruhum tek kişilik değil. 

 Nasıl anlatsam karşıdan Kırmızı gelse ona kalpli gözlerle bakarım arkasından Moli gelir onada kalpli gözle bakarım. Ben neyim? Bilmiyorum. 

 Okul da zor. Hocalar kaldırmasın diye aşk dolu bakışlar atmak mesela. Kim yapmamıştır ki. Gerçi ben hocaya bakarak hayallere daldığım için pek umursadığım söylenemez aslında. 

Ders: Matematik
Konu: Üçgenler

 Aşk üçgenidir canım o! 

 Kime yar olacağım bilmiyorum ama iç sesim 'evde kalacaksın' diyor. Aman sanki o ayrı kişilik. Ben kalırsam o da kalacak. 

 İç sesimle bile kavgalıyım ben. Arkadaş çevrem üç, beş kişilik. Sessiz sakin yaşıyorum. Boşuna aslında. Çok atraksiyon yapmak istiyorum ki gelecekte dönüp ne güzel günlerdi diyebileyim! 

 Kimseye kin beslemem mesela. Lakin sözüm meclisten dışarı Kırmızı ve Moli'nin sevgilileri, eski sevgilileri veya olacak sevgilileri. Aman canım uzak durun yarın birgün mazallah gazetelerin üçüncü sayfalarında Berry katliam saçtı! Haberleriyle karşılaşmayın. 

 Ah, birde o "Berryciğim, sevgilin var mı çocuğum?" Sorusu...

 Verecek tek cevabım var 'haha. Bekarlık yeminim var canım benim, rahibeyim ben' deyip sinsi gülüşüm. 

Ag okulda bir çocuk var başıma üşüşüp duruyor, tamam cevap verme ama bir yere kadar. Sinirliyim ya ben! Yaklaşmayın yani!

Neyse bakalım daha sonra sizlere hangi dertlerimi anlatacağım. Öpüldünüz

-Bery X